Yazı: Rûmet Med
Her sene dünya üzerinde on binlerce kitap yayınlanır ve film çekilir, yüzbinlercesi zamanın akışında durur, bir çoğu yayınlandığı çağda anlaşılmaz ve bir çoğu da zamanla unutulur. Google'ın verilerine göre 10 milyonlarca kitap yayınlanmıştır*. IMDb'nin verilerine göre şimdiye kadar yüzbinlerce film çekilmiştir.
Nitelikli filmleri izleyince ve kitapları okuyunca gerçekten çok az gerçek "eserin" olduğu olduğunu anlayabilir insan. Bir çok kitap ve film salt ekonomik nedenlerle ve popülist bir tarzda yazılır ve çekilir. Oluşturulan yapay imajlar ile insanların algıları etkilenecek şekilde yanılgılar yaratılır, düşünceleri ve dikkatleri kendileri ile hiç bir alakası olmayan başka konulara çekilir. Oysa içlerinde sadece çok azı gerçekten sanat eseridir; geri kalanları ise salt etkileyici efektler ve kurgularla süslenmiş, gerçeklikten kopuk ve insanlara hiç bir faydası olmayan söylentilerden ve kehanetlerden oluşur. (Bu tür film ve kitaplar, -günümüz çağında çoğu okunduktan 15 dakika sonra unutulan, durdurak bilmeyen bilgi akışında olduğu gibi-, izlenince ve okununca hemen unutulur.)
Önemli olan konu, atmosfer, anlatım, estetik, anlam, biçim ve özgün olma bütünlüğüdür; sanat eseri insanın ruhunu beslemek, dinlendirmek, farkındalık yaratmak, yenilemek, güçlendirmek, umutlu kılmak ve hayata hazırlamak içindir. Gerçek sanat eseri üzerinden asırlar geçse de kalıcı olur; insanı insan yaparak vicdanlı, etik ve empati yeteneğine sahip, güzel düşünen iyi bireyler olmalarını ve gerçekleri görmelerini sağlar. Duygu ve düşünce ruhu olan kitaplar ve filmler zamanın akışında ölümsüzleşirler.
Hiç yorum yok: